240 Gölün 186’sı Kurudu: Türkiye’nin Gölleri Tehlikede

Türkiye’de Göllerin Çöküşü: 240 Gölden 186’sı Kurudu, Geri Kalanlar Tehlikede

Türkiye’nin göllerine yönelik vahim tablo: Son 60 yılda 240 gölün 186’sı tamamen kurudu. Tüm göller, ağır kuraklık ve kirlilik tehdidi altında. Uzmanlar, insan faktörünün iklimsel kuraklıktan daha büyük bir tehlike oluşturduğunu belirtiyor.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, son 60 yılda Türkiye’deki göllerin büyük bir kısmının tamamen yok olduğunu açıkladı. Dr. Kesici, bu durumun en büyük nedenlerinin yanlış tarımsal sulama, su kaynaklarının bilinçsiz kullanımı ve kirlilik olduğunu vurguladı. 17 Eylül’de İstanbul’da gerçekleştirilecek olan “Göllerimiz Kurumasın, Bir Damla da Siz Olun” başlıklı toplantıda, bu krizin boyutlarına dikkat çekileceğini belirten Dr. Kesici, Türkiye’nin su kaynakları açısından kritik bir dönemeçte olduğuna dikkat çekti.

240 Gölden 186’sı Artık Yok

Dr. Erol Kesici, Türkiye genelinde bulunan yaklaşık 240 doğal gölden 186’sının tamamen kuruduğunu, kalan göllerin ise ciddi bir kuraklık ve kirlilik tehdidi altında olduğunu açıkladı. Türkiye’de şu anda doğal yapısını koruyabilen ve sağlıklı kabul edilebilecek tek bir göl bile olmadığını belirten Kesici, göllerin yüzey alanlarının büyük ölçüde daraldığını, su seviyelerinin dramatik şekilde düştüğünü ve biyolojik çeşitliliğin hızla azaldığını dile getirdi.

“Göllerimiz kuruyor. Balık popülasyonlarının azalması, makro ve mikro su bitkilerinin aşırı çoğalması, bataklıklaşma sürecini hızlandırdı. Göller aynı zamanda kimyasal atıklar ve dip çamurlarıyla da mücadele ediyor. Bu durum, biyolojik çeşitliliğin yok olmasına neden olurken, biyoçeşitlilik kaybı göllerin ekosistemini tamamen değiştirdi” dedi.

Kuraklık ve Kirlilik: İklim Krizi Değil, İnsan Faktörü Suçlu

Dr. Erol Kesici, göllerin kurumasının en büyük nedeninin iklim krizi olmadığını, aksine yanlış su yönetimi politikaları ve insan kaynaklı hataların bu sorunun başlıca nedenleri olduğunu belirtti. “Hidrolojik kuraklık iklimsel kuraklığa neden oluyor” diyen Kesici, yer altı ve yer üstü su kaynaklarının yanlış yönetimi sonucunda doğal su döngüsünün bozulduğunu vurguladı.

“Su kaynaklarımızın yanlış kullanımı ve kuruması, tarımsal ve sosyal kuraklığı tetikliyor. Göllerimizin kuruması, yalnızca ekosistemlerimizi değil, tarımsal verimliliği ve gıda güvenliğimizi de tehdit ediyor. Artan kirlilik ve azalan su kaynakları, gıda üretiminde ciddi sorunlar yaratacak, hastalık risklerini artıracak,” dedi.

Çözüm: Vahşi Tarımsal Sulama Sonlandırılmalı

Kesici’ye göre, göllerin kurtarılması için atılması gereken ilk adım, tarımsal sulamada kullanılan su miktarını yüzde 60 oranında azaltmak. “Vahşi tarımsal sulama acilen sona erdirilmeli” diyen Kesici, su kaynaklarının bilinçsizce tüketilmesinin göllerin kurumasındaki en büyük etken olduğunu vurguladı.

Diğer bir çözüm önerisi olarak, göllerin dip çamurlarından arındırılması gerektiğini belirten Kesici, ağır metaller ve diğer kimyasal atıkların göllerde ciddi kirliliğe yol açtığını söyledi. Ayrıca, yer altı sularının korunması için sondaj çalışmalarının kısıtlanması gerektiğini ifade eden Kesici, “Kentlerin iklimine uygun bitki türleri ve tarımsal üretim metotları günün bilimsel koşullarına göre yeniden düzenlenmelidir,” dedi.

Kuruyan ve Tehdit Altındaki Göller

Dr. Erol Kesici, Türkiye genelinde kuruyan ve kuruma tehlikesi altındaki gölleri de tek tek sıraladı. Çanakkale, Edirne, Tekirdağ, Kırıkkale, İstanbul, Bursa, Konya, Aydın, Muğla, Van, Antalya gibi birçok ilde göllerin ya tamamen kuruduğunu ya da ciddi bir tehdit altında olduğunu belirtti.

Burdur Gölü’nün su seviyesinin yüzde 40’tan fazlasını kaybettiğini, Salda Gölü’nün ise kirlilik ve aşırı insan baskısı altında olduğunu söyledi. Konya’da ise Akşehir ve Beyşehir gibi büyük göllerin hızla kuruduğunu dile getiren Kesici, “Türkiye’de şu an göl olma özelliğini koruyabilen parmakla gösterebileceğimiz bir tane dahi göl yok” dedi.

Sonuç: Göllerimizi Kurtarmak İçin Harekete Geçmeliyiz

Dr. Kesici, Türkiye’nin su kaynaklarını korumak için acil ve etkili adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Göllerin kurtarılması için kamuoyunun ve yetkililerin bu konuda bilinçlenmesi gerektiğine işaret eden Kesici, İstanbul’da düzenlenecek olan toplantıya tüm doğaseverleri davet etti.

“Elmasız, avokadosuz, domatessiz yaşayabiliriz; ama susuz yaşayamayız. Su, yerini dolduramayacağımız en önemli doğal kaynaktır. Göllerimizin kuruması, su krizine giden yolu hızlandıracaktır. Eğer hemen harekete geçmezsek, geri dönüşü olmayan bir felaketle karşı karşıya kalabiliriz,” diye uyardı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR