Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, yeni dönemde uygulanacak tarım politikalarını değerlendirdi.
✅ “Savaştan dolayı tarım ve gıda ürünleri ihracatını belirli kurallara bağladık. Biz, gelir gelmez bu yasakları hemen uygulamaya koyduk. Yani canlı hayvan ihracından karkas et ihracına, şeker ihracından yağ ihracına… Bunların hepsine belirli tedbirleri ve kısıtları gündeme getirdik. Şu anda bu manada yaşadığımız bir kayda değer sorun yok.”
⭐ “Ben ülkenin ihtiyaçlarını genellikle 3 şeyle sınırlıyorum; Bitkisel üretim tarafı un, yağ, şeker… Bunlar stratejik ürünler, vazgeçilmez ürünler. Bunlar Anadolu insanımızın olmazsa olmazı. Un dediğimiz şey… Burada hububatı kastediyoruz, en başta buğday, arpa ve çavdar diye devam eder. Bunların bir kısmı hayvansal üretimde de girdi olan bir grup. Dolayısıyla hububat kısmını kesinlikle bizim üretmemiz lazım, orada kendimize yeterli olmamız lazım. İkinci grup, yağlı tohumlar, yani soyada dünyaya ödediğimiz meblağı biliyoruz, ayçiçeğinde arz açığımız var. Bu yağlı tohumlar konusu da vazgeçilmez. Üçüncü olarak şeker, bu da bizim tarım kültürümüzün bir vazgeçilmezidir. Aslında bu ürünleri yetiştirerek ikinci olarak ayırdığımız hayvansal ürünlerin de girdilerini oluşturuyoruz. Hayvancılık sektöründe yeme ihtiyaç var. Bitkisel üretimde kendimizi garanti altına aldığımızda aynı zamanda hayvansal üretiminde temel ihtiyaçlarını karşılıyor olacağız. Meseleye böyle bakan bir yol haritamız olacak. Biz kendi ihtiyacımız olan stratejik ürünleri üretmek üzere bir tarım sektörü kurgulayacağız, tarımın temel paradigması bu olacak.”
⭐ “Kimin nereye ne ekeceğine birilerinin karar vermesi gerek. Bunun adına planlama, yönlendirme, bunun adına ülke adına ihtiyaçlarının tarımsal kaynaklarını kullanılarak üretim diyebilirsiniz. Eğer biz ihtiyacımızdan fazlasını üretmeye kalkarsak ihtiyacımız olan ürünleri üretebileceğimiz ilave bir toprak da kaynak da olmadığına göre orada bocalamış oluruz. Bunun da önüne geçecek tedbirlerimiz olacak.”
✅ “Kendi kanunumuzda bir fark ödemesi var. Fark ödemesi de üreticinin bir ürünü üretirken kendine olan maliyetiyle kendi refahını da üzerine koyduktan sonra bir de serbest piyasa düzeninde pazarda oluşan fiyatı var. Eğer ikisi arasındaki fark üreticinin aleyhine ise biz üreticiye ‘senin burada, yani piyasa göre hesabının arasındaki fark senin aleyhine ise biz bunu karşılayacağız.’ diyeceğiz. Böylelikle üretici şundan emin olacak, mazotu konuşmamın gübreyi konuşmamın bir esprisi yok.”
⭐ “Biz üreticiye kota sistemiyle diyeceğiz ki ‘tarlanda ayçiçeği yetiştirebilirsin’. Kendi bölgemden örnek vereyim. Adana’da pamuk yetiştirildi. Adı beyaz altındı ama bugün onun yerini mısır aldı. Elbette mısır da bizim ihtiyacımız ama mısırın tükettiği suyu, mısırla pamuk arasındaki pariteyi, yani dünyada birim alandan elde etmiş olduğunuz değer bakımından baktığınızda ciddi bir farklılık var. Hangisine bizim daha çok ihtiyacımız var, hangisi katma değerli buna bakmamız gerekiyor. O halde biz bir liste yapacağız, üreticimizin önüne bir ekran çıkacak. Bunlar artık teknolojiyle son derece kolay çözümler.”
✅ “Üretim yapılmayan tarım arazisi kalmaması için çalışıyoruz. Bu, bir üretim seferberliği. Bizim bir mottomuz var: ‘Sen üret yeter’ Burada kastımız, sen üret gerisini unut.” dedi.