⭕ 2010’dan beri faaliyet gösteren Ulusan Kırmızı Et Konseyi tarafından 2021 yılında üretici ve tüketici açısından kırmızı etin durumu değerlendirdi. Zamanı olmayanlar için önemli hususların barındıran cümleleri koyu hale getirirerek belirttik. İşte raporun tamamı:
KIRMIZI ET ÜRETİMİ AÇISINDAN
2021 YILI DEĞERLENDİRMESİ
Kırmızı et sektörüne ilişkin olarak şöyle kısaca bir özet yapılabilir;
2021 yılı da kırmızı et sektörü açısından zorlu ve sabır içinde geçen bir yıl olmuştur.
Her ne kadar kırmızı et üretimini 2021 yılındaki gelişmeler yönüyle değerlendirecek olsak da, 2018 yılından bu güne kadar ki süreci de dikkatte almak gerekir. Çünkü 2021 yılı et sektöründeki bu durum, 2018 de başlayan sürecin devamı niteliğindedir.
Kırmızı et üretimimizin içinde yaklaşık %10’luk bir paya sahip olan küçükbaş hayvan eti üretiminde genel bir memnuniyetin bulunduğunu söyleyebiliriz. Ancak aynı şeyi Sığır eti üretimi için söylemek mümkün değildir. 2018 yılında yapılan sığır eti üretimi, önceki yıllara oranla daha yüksek gerçekleşmiş ve piyasa fiyatları arz fazlalığından dolayı son çeyreğinde maliyetin çok altına düşmüştür. Üreticinin zararını düşürmeye yönelik olarak Et ve Süt Kurumu (ESK) müdahale alımlarına başlamış ve yüz binlerce büyükbaşı kesip, on binlerce ton eti stoklamaya başlamıştır. 2019 yılı da üretici açısından yüz güldürmemiş, ESK müdahale alımları bu yılın büyük bölümünde devam etmiştir. Devletin bu çabası üretici açısından tam bir çözüm sağlamamıştır. Üretici bütün umutlarını 2020 yılına taşımış ancak daha yılın başında pandemi’nin patlak vermesi bütün umutları suya düşürmüş ve talep darlığı nedeniyle et fiyatları sürekli maliyetin altında kalmıştır.
Son üç yıldır kazanamayıp zarar eden besicilerimiz, 2021 yılına gelindiğinde, aşağıda tabloda görüldüğü gibi maliyet ve piyasa fiyatı arasındaki denge besici aleyhine daha da bozulmuştur. Sonuç olarak piyasalardaki karkas fiyatları yıl boyunca maliyetlerin altında seyretmiştir.
2021 yılındaki maliyet – satış fiyatı ilişkisindeki dengesizliğin başlıca nedenlerini maliyetlerin yüksekliği ve piyasada dana etine talebin azalması olarak gösterebiliriz.
Besi maliyetlerindeki artışın temeli kesif yem fiyatlarındaki artıştır. Tüm dünyada, yem hammaddelerindeki döviz bazındaki artışlar ülkemizdeki yem fiyatlarının artışına neden olurken, son aylardaki döviz kurlarının yükselmesi de yemdeki fiyat artışına büyük bir ivme kazandırmıştır. Yem sanayicileri tarafından ayda bir yapılan fiyat güncellemeleri artık günlük hale gelmiştir. İthal yolla tedarik edilen ham maddelerin döviz bazında artışı ve döviz kuru artışı ile birlikte anında yeme yansıtılmıştır. Yıl içerisinde zaman zaman yaşanan döviz kurlarındaki düşüşlere rağmen bu durumun yem fiyatlarında tekrar indirim olarak yansıtılmamıştır. İlgili bakanlıklarımızın yem fiyatlarındaki gelişmeleri çok yakından takip etmesini, artışlar ile gerekçeleri arasındaki ilişkiyi kontrol edip, muhtemel haksız kazancın önüne geçmesini beklemekteyiz.
Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) yıl içerisindeki yemlik arpa ve mısır satışlarının besicilerimize çok büyük bir desteği olmuştur. Bu uygulamanın devam etmesinde çok büyük fayda görüyoruz.
2021 yılında yaşanan kuraklık ve ekonomik kriz kırmızı et üretiminde, artan maliyetler ve yüksek enflasyon ile küresel gıda fiyatlarının artışlarından etkilenmiştir. 2020 Yılının Aralık ayında dana karkas fiyatı 35,70 TL olup, 2021 yılının aynı döneminde 62,24 TL’ye ulaşarak % 74,34’lik artış gösterirken, kuzu eti fiyatları ise 2020 yılının aralık ayında 50,31 TL gerçekleşirken, 2021 yılında % 28,80 oranında bir artış ile 64,80 TL olmuştur.
Besi maliyetlerin artışında, yemin dışındaki diğer bir etken de besi materyali fiyatlarındaki artıştır. 2021 yılında sığır besiciliğinin kar sağlamaması nedeniyle işletmelerde kapasiteler düşürülmüş, bu nedenle 2021 yılının son çeyreğine kadar yerli besi materyali fiyatlarında bir artış gözlemlenmemiştir. Ancak dünya piyasalarında yem ham maddesi fiyatlarındaki ve navlunlardaki artış nedeniyle dolar bazında yaklaşık 30 ile 50 sentlik artış ve döviz kurlarındaki yükseliş besiye hayvan koymayı imkânsız hale getirmiştir. Bu günkü parametrelerle iç piyasadan Canlı baskül birim fiyatı 40 TL ye işletmeye giren bir sığırın birim karkas maliyeti 65-66 TL, 3,60 dolardan giren Güney Amerika malının 77 TL ve 3,60 Euro’dan giren Avrupa malının ise 75 TL ye mal olmaktadır. Yıl içerisinde karkas et fiyatlarının düşük seyretmesi nedeniyle besicilerimizde ortaya çıkan isteksizlik, ithal besilik hayvan ithalatında yapılan kısıtlamalar ve yılın son çeyreğindeki ithal besilik materyal tedariğinde ortaya çıkan maliyet artışları işletmelerin kapasite kullanımını düşürmüş ve gelecek yıl üretimi için ciddi bir risk doğurmuştur. Bu sorun sadece bu yıl için geçerli değildir. Daha öncesinde de sürekli olarak dile getirdiğimiz üzere, etçi ırklarla tohumlama yapmak üzere kullanma melezlemesinin yaygınlaştırılması suretiyle yerli hayvan kaynaklarımızı verimli kullanmalıyız. Bunun yanında gelecek yılların projeksiyonlarının iyi çizilmesi ve yurt içinden karşılanamayacak olan besilik materyalin ithalatının ihtiyaç nispetinde mutlaka yapılması sağlanmalıdır. Bu noktada yapılacak iyi bir planlama gelecekte yapılması muhtemel müdahaleleri ortadan kaldıracaktır.
Diğer yandan iki yıldır ulusal bazda kırmızı et üretimi tahminleri yansımadığından bu anlattığımız sıkıntıların üretimimizi ne ölçüde etkilediğini bilemiyoruz. Bu konuda ilgili kurumumuzun daha sağlıklı istatistik verisine ulaşmak için yöntem arayışında olduğunu biliyoruz ve bir an evvel bu çalışmaların sonuçlanmasını umut ediyoruz.
Kırmızı et piyasasında yaşanan fiyat dalgalanmalarını sadece üretici tarafından kaynaklanıyormuş şeklinde bir algı oluşturulmaktadır. .Bu yanlış bir yaklaşımdır. Kırmızı et sektörü besici, celep, sanayici, toptancı, perakendeci ve tüketiciden oluşan çok paydaşlı bir yapıdır. Sektörün tüm bileşenleri piyasa koşullarını belirlemektedir.
Çözüm önerileri:
Şuan içinde bulunduğumuz hassas ekonomik süreç tüm dünyanın içinde bulunduğu enflasyonist ortamda et sektörü üzerinde maliyet baskısı yaratmaktadır. Her zaman yerli üreticiye ihtiyacımız olacağını düşünerek bu kapsamda piyasaya müdahale edici söylem ve planlardan uzak durarak, ithalatı özendirmeden iç yapısal süreçlerimize tüm paydaşlarla birlikte odaklanmalıyız.
Şuan et fiyatının geldiği seviye temel odak ve algı olmamalıdır. Burada yapısal süreçleri hep birlikte ele almalıyız.
Yapısal süreçler olarak;
- Hayvan besleme girdilerin olabildiğince tümünün yurt içinden karşılanması amacı ile üreticiler özendirilmelidir
- Devlet destekleri gerçekçi ve günün şartlarına uygun seviyede belirlenmelidir.
- Tarım ve Gıda üretimi stratejik bir sektör olarak belirlenip pozitif ayrımcılıkla projeler uygulanmalıdır.
- Bu işle iştigal eden kooperatif ve birlikler yapısal olarak güçlendirilip etkinlikleri arttırılmalıdır.
Ana hatlarıyla değinmeye çalıştığımız sorunların, hayvan yetiştiricilerimizin, besicilerimizin, girdi tedarikçilerimizin, ilgili bakanlık birimlerimizin ve tüketicilerimizin sağduyulu, gayretli ve milli duygularla yaklaşımları ile aşılacağına inanıyor yarınlarımızın bugünden daha iyi olmasını temenni ediyoruz.