Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: Ata Tohumları Sertifikalı ve Koruma Altında!
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Bartın ziyaretinde yaptığı açıklamalarda ata tohumlarıyla ilgili yapılan yanlış anlamalara açıklık getirdi. Bakan Yumaklı, ata tohumlarının yasaklanmadığını, aksine 37 çeşit ata tohumunun gen bankasında koruma altına alındığını ve sertifikalandırıldığını belirtti. Bu açıklamalar, tarım sektöründe sertifikalı tohum kullanımının önemini vurgulayan bir mesaj içeriyor.
Bakan Yumaklı, Bartın Valiliği ve Belediyesi’ni ziyaretinin ardından Devlet Su İşleri tarafından yürütülen taşkın koruma çalışmalarını inceledi. Burada yaptığı açıklamada, “Her geçen yıl taşkın etkilerini azaltacak yeni yapılar inşa ediyoruz. Bu yıl da 314 taşkın koruma tesisi planlıyoruz.” dedi. Bu, Bakanlık tarafından taşkın önleme çalışmalarına yönelik devam eden çabaları gösteriyor.
Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde düzenlenen tohum ve sera örtüsü temini programında konuşan Yumaklı, Türkiye’nin tarım sektöründe yerli ve milli tohum üretimine önem verdiğini vurguladı. Yumaklı, “Tohum yoksa üretim başlamaz. Türkiye bu alanda dünya genelinde ilk 10 ülke arasında yer alıyor.” şeklinde konuştu. Bakan’ın vurgusu, Türkiye’nin tarım sektöründeki bağımsızlığını sürdürme çabalarını yansıtıyor.
Sertifikalı tohum kullanımının önemine değinen Bakan, Türkiye’de kullanılan sertifikalı tohumların yüzde 40’ının Tarımsal Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından üretildiğini belirtti. Ayrıca, biyoçeşitlilik zenginliğini artırmak adına Bartın’da iki yeni bitkinin kayıt altına alındığını müjdeledi. Bu, Türkiye’nin biyoçeşitliliğin korunması ve artırılması konusundaki çabalarını gösteriyor.
Bakan Yumaklı, program kapsamında Bartınlı kadın çiftçilere tohum ve sera örtüsü dağıtarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Bu, Bakanlığın kadın çiftçilere destek verme ve onların rolünü vurgulama amacını yansıtıyor.
Bu çerçevede, Bakan Yumaklı’nın Bartın ziyareti, tarım projeleri ve sertifikalı tohumlar konusundaki açıklamalarla önemli bir dönemeç olarak kayda geçti. Türkiye’nin tarım sektöründeki yerlileşme ve biyoçeşitlilik konusundaki çabalarını destekleyen bu adımlar, sektörün sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynuyor.