Ziraat Odaları Birliği Tarımda Toprak Kaybını Dile Getirdi

📌 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 12 Haziran Toprak Bayramı gününde üretici sorunlarıyla alakalı konuştu.

✅ “Toprağa ve toprakta üretim yapan çiftçiye yeteri kadar değer verilmemektedir. Ülkemizde tarım arazileri yıldan yıla azalıyor, kırsalda genç nüfus azalıyor, maliyetler nedeniyle çiftçi üretmekte isteksiz davranıyor. Sonuç olarak son yıllarda Toprak Bayramı bayram coşkusu ile kutlanamıyor. Ülkemizde topraklar yeteri kadar korunamıyor”

 “Topraklarımızın tuzluluk, çoraklaşma, yanlış kullanım gibi nedenlerle kalitesi bozulmakta ve diğer taraftan da erozyon, amaç dışı kullanım ile de topraklarımız kaybedilmektedir. Ayrıca, tarım arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve sulama imkânlarının halen yetersizliği ile verimli kullanımı da sağlanamamaktadır. Nitekim yüzölçümü 78,35 milyon hektar olan Türkiye’nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı 1990-2020 döneminde 27,9 milyon hektardan 23,1 milyon hektara geriledi. Yani 30 yıllık bir süreçte 4,8 milyon hektar tarım arazisini kaybettik.”

✅ “Ülkemizde 23,1 milyon hektar alanın 15,2 milyon hektarı ÇKS’ye kayıtlıdır. ÇKS’ye kayıtlı alanda üretim yapan çiftçiler tarımsal desteklerden faydalanabilmektedir. Bu durumda ülkemizde 8 milyon hektar tarım arazisi kayıt altına alınamamakta, bu alanların bir kısmında üretim devam etse de üretici destek alamamaktadır. ÇKS’ye kaydolamayan 8 milyon hektar tarım alanı; intikali yapılamamış, hissedarlar arasındaki sorunlar veya arazilerin çok küçük olması nedeniyle işlense de ÇKS’ye kaydettirilmeyen, atıl tarım alanları ve ecrimisil ile işlenen hazine arazilerinden oluşmaktadır. Bu alanlarda üretim yapan çiftçi yüksek üretim maliyetleri karşısında destek de alamayınca üretimden vazgeçmek durumunda kalmaktadır.”

✅ “Stratejik ürünlerimizden buğdayın 2021 yılında ekim alanı 6,7 milyon hektardır. Biz buğdayın ekim alanına yakın bir alanda ülke olarak üretim yapamıyoruz. 6 milyon hektar alanda çiftçiye sanayicinin talep ettiği kaliteli üretimi yaptırabilmeliyiz. Bunu başarabilirsek, 2021 yılında yapılan toplam 8,1 milyon ton buğday ithalatına ihtiyaç duymak bir yana ihracat yaparak tarımın ülke ekonomisine katkısını artırabiliriz. Diğer taraftan üretim planlamasının yapılamaması, sözde değil, tarafların hakkını koruyan gerçek anlamda sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılamaması, artan üretim maliyetleri, ürün satış fiyat belirsizliği gibi nedenler çiftçinin dönemsel karar almasına neden olmaktadır. Tarımda plansızlık ve kontrolsüzlük üretimin şeklini de değiştirmektedir. Buğday üreticisinin meyve ve sebze üretimine yönelmesi, gelecekte buğday üretimi için en büyük tehditlerden birini oluşturacaktır.”

✅ “Dünyada gıda krizi beklenirken, önümüzdeki yıllarda yaşanabilecekler bugünden öngörülmektedir. Topraklarımızı kaybetmeye devam edersek, üretimde yeterlilik sağlayamazsak, dünyadan ürün bulma imkanımız azalacaktır. Artık bir karış dahi kaybedecek toprağımızın olmadığı ortadadır. Gıda güvencesi için toprağın olmazsa olmaz olduğu bilincini bütün toplumda aynı düzeyde oluşturmak ve bundan sonra da bu bilinçle topraklarımıza sahip çıkmak zorundayız. Topraklarımızı koruyabilir, üretim yapabilecek çiftçiyi tarlada tutabilirsek, bu krizlerden çok daha az etkileneceğimiz ortadadır. Ülkemizde her yıl binlerce dekar verimli birinci ve ikinci sınıf tarım arazisi, konut, sanayi ve turizm yapılaşmaları, karayolu yapımı nedeniyle elden çıkıyor.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR